Bu acı 20 yıldır dinmedi
Samsunspor'un, Malatyaspor deplasmanına giderken geçirdiği trafik kazasının üzerinden tam 20 yıl geçti. 20 Ocak 1989'da meydana gelen kazada Nuri Asan, Mete Adanır, Muzaffer Badaloğlu, Tomiç Zoran ve Asım Özkan yaşamını yitirmişti.
Tanju Çolak, İlhan Mansız, Tümer Metin, Ertuğrul Sağlam, Ceyhun Eriş, Musa Aydın, Mehmet Nas...
Kimi teknik direktör, kimi tv yorumcusu, bazıları ise hâlâ futbolcu olan bu ünlü isimlerin ortak bir yönü var: Samsunspor.
Türkiye'deki belli başlı futbolcu fabrikalarından olan ve bugün Bank Asya 1. Ligi'nde mücadele eden Samsunspor'un Türkiye futboluna kazandırdığı futbolcular sayılmayacak kadar çok. Avrupa Gol Kralı olan Tanju Çolak'tan, bir dönem Japonya'nın sevgilisi olan İlhan Mansız'a kadar sayısız futbolcu yetiştiren Samsun bugünlere kolay gelmedi. Her Anadolu kulübü gibi ekonomik zorluklarla boğuşan Samsun'un tarih sayfalarında ayrıca acı bir trafik kazası notu var.
Tarih 20 Ocak 1989... Malatyaspor'la oynayacakları 1. Lig maçı için yola koyulan Samsunspor kafilesinin otobüsü, Havza ilçesinde bir otobüsle çarpışır. Kazanın ilk şokunu atlatan kafile, karşılaştıkları acı tablo ile bir kez daha kahrolur. Otobüsü kullanan Asım Özkan ile birlikte teknik direktör Nuri Asan, futbolcular Mete Adanır ve Muzaffer Badaloğlu'nun yaşamını yitirdiği anlaşılır. Kazadan sonra da aylarca bitkisel hayatta kalan Yugoslav futbolcu Tomiç Zoran da yaşam mücadelsini kaybeder.
Acı olaydan birkaç gün sonra Samsunspor yönetiminden bir açıklama gelir: "1. Lige devam edemiyoruz" O sezonu bitiremeden ligden çekilen Samsunspor 1989-1990 sezonunda tekrar 1. Lig'den mücadelesine devam eder ama kazadan sonra serbest bıraktığı oyuncularının yerine yeni isimler koyamadığı için ligden düşer. Kazadan kurtulan isimlerin bazıları ise futbol yaşamını sonlandırır. Bu olaydan sonra Samsunspor'un toparlanması birkaç yılı bulacaktır.
Bugün, Türkiye spor tarihindeki en acı günlerden biri olan bu kazanın 20. yıldönümü. Kazada yaşamını yitirenleri saygıyla anarken, "Her şeye rağmen spor" diyen ve Türkiye'de futbolun gelişmesine katkıda bulunan Samsunspor'u halkı gibi inatçı yapısı nedeniyle kutluyoruz.
NE DEDİLER
Fatih Uraz (Samsunspor ve milli takını eski kalecisi): Otobüse en son biz binmiştik ve kaza öncesinde tek hatırladığım havanın çok puslu oluşu ile çok sevdiğim Nuri hocamın yanının boş oluşuydu. O an hocamın yanına giderek biraz sohbet edeyim diye düşündümse de, sonrasında, “Yol çok uzun, uykum da var. Nasılsa uyanınca giderim.” diye fikir değiştirdim. Onun bir daha uyanamayacağını hiç aklıma getirmeden! Sonrasında tek hatırladığım sahne futbol sahalarının gördüğü en centilmen futbolculardan birisi olan ve bir sıra önümde oturan Mete’nin, “Vuruyoruz.” demesiydi.
Emin Kar (Samsunspor eski kaptanı): Bu öyle basit bir şey değildi. Biz pikniğe ya da tatile giderken kaza yapmadık; deplasmana gidiyorduk. Bakın mesela Denizlisporlu genç futbolcu vardı, Doğan Seyfi... Çok az bir süre orada oynamıştı ve özel arabasıyla kaza yapmasına rağmen Denizlispor onu sahiplendi. Ama bize ilk yıl biraz ilgi gösterildi; sonra verilen sözler unutuldu. Ben bunları çok fazla dile getirmek istemiyorum; amacım demogoji yapmak da değil. Maalesef Samsun’da bu konuda bir eksiklik oldu. Tesislere Nuri Hoca’nın adının verilmesini bile yadırgayanlar oldu. Nuri Asan ki G.Saray’da top oynarken Samsunspor kurulunca koşarak gelmiş, anlatılamayacak kadar büyük bir Samsunsporludur. Her zaman parasız, pulsuz çalışmıştır Samsunspor’da.
Celil Sağır (Eski Samsunsporlu futbolcu, Malatyaspor'da futbol oynuyor): Ben futbolcusu olmadan evvel Samsunspor'un taraftarıydım. Maçlarına giderdim, 1. Lig'de şampiyonluğa oynadığımız yılları hiç unutmam. 1989 kazasında inanılmaz üzülmüştüm. Yıllarını veren futbolcuların küstürülmesine daha da üzülmüştüm. Gerçi bu tür duyarsızlıklar sadece Samsun’a özgü değil; ülke genelinde var.
Bülent Kocabaş (Çarşambasporlu eski futbolcu): Nuri Hoca benim Çarşamba’daki performansımı çok beğeniyordu ve beni Samsunspor’a almıştı. Kadro hayli genişti ve sezon başında ben Samsunspor'un yakın çevre takımlarına da oyuncu verme politikası doğrultusunda 2. Lig'deki Amasyaspor’a kiralandım. Kazayı öğrendiğimde Amasya'da kamptaydım. O an 'kader' diye düşündüm. Çünkü kiralandığımda çok üzülmüştüm ama o hafta sakat ve cezalı oyuncular da olduğu için eğer Samsunspor’da kalsa idim muhtemelen ben de o otobüsün içinde olacaktım.
Eralp Adanır (Kıbrıslı Gazeteci, Futbolcu Mete'nin kardeşi): Mete, bir Samsunsporlu futbolcu olarak Türkiye'de algılanabilir. Bu gayet doğal bir yaklaşım. Ama Kıbrıslılar için Mete; sadece bir Samsunspor futbolcusu değil, Kıbrıs insanını 'tek başına' Türkiye liglerinde başarıyla temsil eden biriydi. Bu küçücük adadan çıkıp, milyonların içinde yer edinebilmek ve bu edindiği yeri de başlarıyla sürdürebilmek, sanırım pek de sıradan bir olay değil.
Teknik Direktör: Nuri asan (kazada yaşamını yitirdi)
Futbolcu : Mete Adanır (kazada yaşamını yitirdi)
Futbolcu : Muzaffer Badaloğlu (kazada yaşamını yitirdi)
Futbolcu : Tomiç Zoran (kazada yaşamını yitirdi)
Şoför : Asım Özkan (kazada yaşamını yitirdi)
Menajer : Yüksel Özan (kazada yaralandı)
Futbolcu : Emin Kar (kazada yaralandı, malulen Emekli)
Futbolcu : Erol Dinler (kazada yaralandı, malulen Emekli)
Futbolcu : Şanver Öymen (kazada yaralandı, futbola devam etti)
Futbolcu : Kasım Çıkla (kazada yaralandı, futbola devam etti)
Futbolcu : Fatih Uraz (kazada yaralandı, futbola devam etti)
Futbolcu : Burhaneddin Beadini (kazada yaralandı, futbola devam etti)
Futbolcu : Nasır Beadini (kazada yaralandı, birkaç sene sonra başka bir trafik kazasında yaşamını yitirdi)
Futbolcu : Hakkı Bayrak (kazada yaralandı, futbola devam etti, Samsunspor'da antrenörlük yaptı)
Futbolcu : Yüksel Öğüten (kazada yaralandı, futbolu bıraktı)
Malzemeci : Halil Albayrak (kazada yaralandı, malulen emekli)
DİGER KAZALAR
Bu gibi acı kazayı yaşayan tek takım Samsunpor değil. Benzer bir acıyı 7 Eylül 2002'de Sivasspor deplasmanına giderken Sakaryaspor kafilesi de yaşadı. Kazada Sakaryaspor’un unutulmaz golcüsü ve Türkiye liglerinin 1984-85 sezonu gol kralı olan ve o günde takımın teknik direktörlüğünü yapan Aykut Yiğit ile futbolculardan Fırat Önil ile takımın şoförü Selami Uludağ, malzemeci Fevzi Ergünoğlu ve masör Cüneyt Çukur yaşamlarını yitirdi.
1940’lı yıllarda İtalya’da çok başarılı bir takımdı Torino. Öyle ki 1942–43, 1945–46, 1946–47 ve 1947–48 sezonlarını şampiyon olarak tamamlamışlardı. 1948-49 sezonunda da liderlerdi lakin 4 Mayıs 1949'da Portekiz’deki bir jübile maçından dönen Torino kafilesini taşıyan uçak sis nedeniyle yere çakılınca takımdaki herkes öldü. Hayatta kalan tek futbolcu ise sakatlığı nedeniyle o maça gitmeyen Sauro Toma'idi. Geride kalan maçlara PAF takımı çıkmış ama yine de şampiyon olmuştur Torino. O kaza bir efsaneyi de sonlandırmıştır.
Gencecik bir kadro ile İngiltere’de 1956 ve 57 şampiyonluklarını kazanan M. United takımı da 6 Şubat 1958’de bir kaza geçirdi ve 8 futbolcusunu kaybetti. Bu takım futbol tarihine Busby’nin Bebekleri olarak geçmişti.
1993'te ise Zambiya milli takımının da içinde bulunduğu uçak düştü ve 18 futbolcu ile teknik direktör Godfrey Chitalu da yaşamını yitirdi.
