Başkanlar zirvesi!

Konu: Başkanlar zirvesi! Çarş. Tem. 15, 2009 9:27 am

Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, Galatasaray Başkanı Adnan Polat ve Trabzonspor Başkanı Sadri Şener, kulüplerinin hedefleri, futboldaki yeni rolleri ve bu sezon mücadele edecekleri UEFA Avrupa Ligi hakkında önemli açıklamalar yaptılar! İşte, başkanların zirvesinden detaylar...

İlk kez 3 başkan bir televizyon programında bir araya geldi. D-Smart’ta yayınlanacak UEFA maçları öncesi başkanlar görüş alışverişinde bulunup, çarpıcı açıklamalar yaptılar.

İşte; Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, Galatasaray Başkanı Adnan Polat ve Trabzonspor Başkanı Sadri Şener'in, usta gazeteci Uğur Dündar’ın sunduğu Arena’da kulüplerinin hedefleri, futboldaki yeni rolleri ve bu sezon mücadele edecekleri UEFA Avrupa Ligi hakkında yaptığı önemli açıklamalar..

UĞUR DÜNDAR AÇILIŞI YAPTI
Programın başında Uğur Dündar, bu tarihi zirvenin niçin gerçekleştirildiğini açıkladı:
"UEFA bu yıl UEFA Kupası’nı Uefa Avrupa Ligi’ne çevirdi. Ve bu ligin tüm maçları da 2013 yılına kadar D-Smart dijital platformunda olacak. Ülkemizden 3 takım bu ligin ön elemelerine katılacak. Bu arada Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören ve Sivasspor Başkanı Mecnun Odyakmaz’ın burada bulunmamasının tek sebebi de takımlarının Şampiyonlar Ligi’nde oynayacak olması. Biz UEFA Avrupa Ligi konulu bir programda buluştuk"

BAŞKANLARDAN İLK DEMEÇLER
Adnan Polat, Galatasaray’ın Avrupa Kupası’na ve Süper Lig’e hazır olmaya mecbur olduğunu belirterek, bu yıl başarılı olmak istediklerini söyledi. Polat, eskiden çeyrek finale kadar zarar ettikleri UEFA Kupası’nın artık Şampiyonlar Ligi’nin yeni bir versiyonu haline geldiği için de mutlu olduğunu söyledi. Ayrıca medyanın ve taraftarın ilgisini daha çok çekeceğini belirtti. İlk maçın uzak bir yerde, Kazakistan’da oynayacak olmasına rağmen ilk ön eleme turundan endişe duymadığını, hazır olmaya mecbur olduklarını belirti.

Aziz Yıldırım, öncelikle yeni UEFA Avrupa Ligi’nde Fenerbahçe’nin yanı sıra Galatasaray ve Trabzonspor’a da başarılar diledi. Beşiktaş ve Sivasspor’a da Şampiyonlar Ligi’nde başarılar diledi.
Yıldırım, Avrupa Ligi’yle ilgili olarak; “Eski formatta kazanç sağlayamıyorduk. Yeni formatta ise Şampiyonlar Ligi kadar olmasa da yine de bir hayli gelir sağlanacak, bu nedenle daha önemli bir organizasyon haline geldi" derken, D-Smart’ın da kulüplerin de bu işten mutlu çıkmasını diledi.

Sadri Şener de aynı dileklere katılırken, kendilerinin bu sezon play-off’tan başlayacağı için biraz daha avantajlı olduklarını, bu ligi çok önemsediklerini söyledi. Şener, Trabzon şehrinin turizm ve spor açısından, ayrıca ülke puanı açısından gruplara kalmalarının çok önemli olduğunu belirtti. Şener, "4'lü grulara katılmak çok önemli. Şampiyonluktan önce bunu telaffuz etmek lazım. Biz de halen yeni formatı tam olarak kavrayamayanlar var. Eskisi gibi yen geç olarak düşünüyorlar. Biz bu ligi çok ciddiye alıyoruz. Tanıtım açısından çok katkıları olacak. Umarım iyi bir şekilde bitiririz" dedi.

ADNAN POLAT TRANSFERİ YORUMLADI
Uğur Dündar, burada bulunan 3 kulüpten 2’sinin final oynamasını diledi. Uğur Dündar, Adnan Polat’a, pek çok isim yazılmasına rağmen transfer politikasında çok büyük bir ismi, Rijkaard’ı getirdiğini söyledi. Ama gazetelerde yine de “hayallerin gerçekleşmediği” gibi bir tablonun çıktığını, bunu nasıl değerlendirdiğini sordu.

Adnan Polat, Gazetelerde çıkan haberlere göre değil teknik heyetle yaptıkları uzun görüşmeler doğrultusunda transfer yaptıklarını belirtti. Medyada Galatasaray ve Fenerbahçe için “sayfa doldurma” sorununun olduğunu, yeterince haber bulunamadığında bu tür haberlerin çıktığını söyledi.

Adnan Polat, Dündar’ın yöneticilerin muhabirlere bu konuda katkı yapıp yapmadığını sorması üzerine, yöneticilerinin de bu yanlış transfer haberlerine kesinlikle katkı yapmadığını söyledi. Çıkan haberlerin yüzde 90’ını kendilerinin de ilk kez gazetede gördüğünü belirtirken, "Yüzlerce isim yazılıyor ve sonunda birisi tutuyor. Ama buna alıştık. Medya o sayfaları doldurmak zorunda Bu durum bu işin bir parçası. Spor müdürleriyle de zaman zaman bunu konuşuyoruz. Onların da sıkıntısı var. Görüştüğünüz oyuncunun haberi çıktığında fiyatı artıyor. Bu haberler zaman zaman yönetici kaynaklı olsa da, son dönemde daha çok menajerlerden çıkıyor. Biz aslında bu seneki transferlerimizi gizli tutabildik esasında. Hem teknik heyet, hem de transfer ettiğimiz oyunculardan imza atılana kadar kimsenin haberi olmadı. Futbolla birebir sadece ben ve Haldun Üstünel uğraştığı için haberler asla dışarıya çıkmadı. Menajerlerin de yansıtmamış olması işin enteresan tarafı" dedi.

Polat şöyle devam etti:
“Bizim bu seneki transferlerimiz nedeniyle taraftarlarımız rahat olsun. Şu anda yaptığımız transferler yeterli diyemem. Transfer hiçbir zaman bitmez ama biz aşağı yukarı tamamladık diyebilirim. Yine de her an her şey olabilir. Bir okazyon olabilir"

OKAZYON SÖZCÜĞÜ GÜLDÜRDÜ
Adnan Polat’ın “okazyon” sözcüğünü kullanması da gülüşmelere neden oldu. Polat bu gülüşmeler üzerine, “Bundan yıllar önce bir gazeteci arkadaşım aynı soruyu sordu. “Ben de bir okazyon olursa alırız” dedim. Ertesi gün “Galatasaray Okazyon’u Getiriyor” diye bir manşet çıktı!”

YILDIRIM'DAN TRANSFER AÇIKLAMALARI
Dündar: “Fenerbahçe şu an transferde Galatasaray kadar atak değil. Bence içten içe bir hazırlık içindesiniz. Bir transfer bombası patlatacak mısınız?”

Yıldırım: "Kulüpler laf olsun diye değil ihtiyaca göre transfer yapar. Biz Mehmet, Özer, Bekir ve Bilica’yı aldık. 4'ü bu takıma girebileceği şekilde olduğu için aldık. Çünkü bu mevkilerde eksiklerimiz vardı. Onun için “bomba” demek yanlış. Bu takıma monte edilecek, ihtiyacımızı karşılayacak 2 oyuncu daha alıp transferi kapatacağız. Arda bomba mı? Arda normal transferdi. Geçenlerde Ronaldinho yazıldı. Yazılan rakam 12 milyon euro. 4 yılda 48’e gelir. Bütçemizin 3’te birine karşılık gelir. Bunlar futbolun marka değerlerini düşüren haberler oluyor. Bu paralar çok fazla. Taraftar beklenti içine sokuluyor. Borç batağına girerseniz bir süre sonra bankalar kredi vermez. Kulübün bütçeleri içerisinde davranmak lazım. 1 orta saha ve 1 de stoper ya da sol kanat oyuncusu alacağız. Ünlü bir isim olmayabilir. Daum bu mevkilerde oynayan 5’er oyuncu tespit etti.Aykut da bu oyuncular için çalışmalar yapıyor. Bunlardan 2’sini alacağız"

ARDA TRANSFERİ HAKKINDA NE DEDİLER?
Dündar, Mehmet Ali Yalçındağ’ın evindeki yemekte konuşulan şakalaşma niteliğindeki “Arda transferi” konusunu da sordu. “Arda’yı ikna ederim” lafı konusunda iddialı mısınız?

Yıldırım: "15 dakika konuşalım. Olumlu-olumsuz konuyu kapatalım dedim. Adnan oyuncuyu veriyorsa, o iddiam devam ediyor. Biz kulüp olarak varız derse, biz de alırız"

Adnan Polat (gülerek): Aziz bey çok iyi Fenerbahçeli. Ama 15-20 dakika Arda’yla baş başa kaldığı vakit Aziz bey’in Galatasaraylı olacağından korkuyorum! Onun için görüşmelerine müsaade etmiyorum. Arda çok iyi bir Galatasaraylı. Takımın sembol futbolcusu. Onun için tekliflerine teşekkür ediyorum ama başkan boşuna zamanını harcamış olur. Arda’yı Türkiye’de bir yere parayla satmayız. Onun kariyer planına göre 1-2 sene sonra yurtdışı projeleri var. O'nun için başkanın zamanını harcamayalım. Gittiği zaman konuşalım"

Yıldırım: "Yöneticiler takım değiştirmez ama oyuncular değiştirir. Dışarı satarsın, dışarıdan alırız! Farketmez Bunu bil yani… (gülüşmeler). Bu, Arda’nın tercihidir… İlerde zaman içerisinde bu durumlar yumuşar. Neyse ileride konuşuruz"

ŞENER: "3 MAÇ KAYBETTİĞİNİZDE.."
Dündar: Fenerbahçe’de yöneticiyken Glasgow’a gitmiştik. 12-13 teknik direktörün resmi asılı. Bunlar en sevdikleriniz mi dedim. “Hepsi bu kadar” dediler. Bir teknik direktör 30 yıl takımı yönetmiş. Bizde teknik direktör konusunda neden direnemiyor kulüpler?

Şener, "Geçen sene 20-25 transfer yapmıştık. Bu sene 3-4 oyuncu aldık. Alt takımımızdan da iki oyuncu kaptık. Hazılık maçlarından sonra hocamızın isteği üzerine 2 veya 3 oyuncu alabiliriz. Hoca konusunda çok dolaştım ama anladım ki konuşmaları Trabzon'da yapmalız. Trabzon'un yerini değiştirmemiz lazım. Kariyeri olan bir hocayı getirdik ve mutluyuz. Mağlup oluncaya kadar mutluyuz. (Gülüşmeler..) Medya baskısı nedeniyle 3 maç üst üste kötü sonuç aldığınız zaman yeriniz sarsılmaya başlıyor. 4.'ye zor dayanıyorsunuz. Direneceğim diyorsunuz direnemiyorsunuz. Daha tutucu bir yer Glasgow. Bizde hocalık yapanın geri gelmesi zor oluyor. Yeni birini bulmanız lazım. Broos iyi gidiyor. Medya baskısı arttığında dayanma gücümüz azalıyor. Ben alışmaya başladım. Bir bakıyorsunuz hoca gitmiş (Gülüşmeler..) Biz de Şenol Güneş'i istemeyen yüzde 50'lik bir kesim vardı.
Dündar: Yukarıda sohbet ederken Yılmaz Özdil şunu söyledi: “Teknik direktörler gidiyor da bunu yazanlar hiç gitmiyor.” Sizce neden?

Yıldırım: “Türkiye’deki futbol takımları dernekler kanununa göre yönetiliyor. Dünyada çoğu taklım şirketlerin veya kişilerin oluyor. Kulüplerde karar verme mekanizmaları yöneticiler olamıyor. Bu nedenle kongre üyelerinin ve medyanın baskısı nedeniyle bir şey yapamıyorsunuz. Dışarıda kulübü yönetenler kulübün sahibi. Takım kötü gitse bile hocanın arkasında durma şansı daha yüksek. Bu nedenle daha rahat hareket edebiliyorlar. Biz de ise durum tam tersi olduğu için hocanın arkasında durmak da zorlaşıyor. ”

Dündar: Rijkaard çok iyi bir kariyere sahip. Ama Türkiye’yi tanıması gecikirse aksayabilir mi? Ona ne kadar zaman tanıyorsunuz?

Polat: "2 senelik sözleşmesi var. Sözleşmesi süresince Galatasaray’da kalmasını arzu ediyoruz. Önümüzdeki sezon arzu edilen yerde olmasa da devam edecek kredibilitesi vardır. Rijkaard 2 sene Galatasaray'ın başında kalacak.Büyük kulüplerde ikinci olmak başarısızlık kabul ediliyor. Geçen yıl Aziz bey Avrupa şampiyonu hocayı getirdi, İspanya gol kralını getirdi ama yerden yere vurdular. Bizim için de geçerli bu. Bu işin garantisi yok. Yabancı hocalara zaman tanımak lazım. Eğer bir takımda düzgün bir mücadele izliyorsanız ve iyi bir futbol izliyorsanız fakat şampiyon olamıyorsanız, o hoca takımın başında kalmalı. Eğer tünelin ucunda ışık yoksa o zaman hocayla yollarınızı ayırlmalısınız"

YAYIN İHALESİ
Dündar: Süper Ligimiz önem açısından sanırım 6’ncı sırada yer alıyor. Ama gelir açısından daha az bir imkâna sahip. Yeni yayın ihalesi konusunda değerlendirme yapılırken rakamlar yeniden gözden geçirilmeli mi?

Polat: "Aslında çok büyük harcamalar yapmadık. Bonservis bedeli fazla ödemedik. Ama bizden beklenen Avrupa’da kupa kaldırmamız. Dört büyük kulübümüzden bahsediyorum. Geçen sene Real Madrid'den eskiden tanıdığım bir yöneticiyle oturup konuştuk. Bizim transfer bütçemiz 100 milyon euro sizinki kaç diye sordu. Bizim ligimiz diğer büyük liglerdeki takımların bütçelerinin 5'te biri. Rekabet edebilmemiz için daha fazla bütçe lazım. Yayın gelirleri kulüplerin en büyük gelir kaynağı. Türkiye’de futbola olan ilgi nedeniyle bizden beklentiler var"

Yıldırım: "Fenerbahçe’nin bütçesi 220 milyon dolar. Fenerbahçe’nin TV gelirlerinden aldığı toplam yayın geliri her şey dahil edildiğinde sadece 20 milyon dolar. 1998’de bütçemiz 20-25 milyon dolar civarındaydı. Ve televizyondan 13 milyon dolar gelirimiz vardı. Havuz bozulmasın, güzel. Ama büyük kulüpler tek başına hareket etse daha fazla gelir elde edebilirler. 40-50 milyon euro gibi bir rakam alabilirler. Bayern Münih’in televizyon geliri 70 milyon euro. Bütçeleri 300 milyon euro. Yani bütçelerinin ciddi bir kısmı. Teknoloji değişiyor. Bu katkıları da ortaya koyup marka değerini artırmak lazım. 400 milyon doların altında bir ihale bedeli olmamalı. Bundan aşağısı kulüpler için bir ceza olacaktır. Bu pastayı büyütmeliyiz. Çağdaş teknolojileri de işe katmalıyız. Aksi takdirde dışarıdaki yarışma şekli birkaç sene içinde düşecektir, futbol takımlarımız iyi oyuncu alamayacaktır. Kulüpler ve Federasyonla konuşuyoruz. İhale yapılırken tavır koyacağız. Muammen bedel 400’ün üzerine çıkmalı artık Türkiye’de. Çıkmıyorsa bunda bir yanlışlık vardır"

Polat: "Aziz beye katılıyorum. TV’den alınan rakamla 1 yıldız futbolcu bile transfer edilemiyor. Kulüpler Birliğiyle bu konuda mesai harcıyoruz. Havuz ihalesinde bir yayın vardı. Ürün gamı çok genişledi. Bence de 400 milyon doların altında olmamalı…"

Şener: "Trabzonspor olarak küçük şehrin büyük takımıyız. Bütçemiz 110 milyon euro. 19-20 milyon euro para aldık yayından. Transferlere para ayırmıyoruz. Bütçemi zorluyorum küçük oyuncu almamak için.. Hidroelektirik santrali aldık. Adnan Bey HES alamıyor tabii tepe olmadığı için.. (Gülüşmeler..) TrabzonCell'e başlıyoruz. Şirketin değerini arttıriyor yayın haklarını almak"

Konu: Geri: Başkanlar zirvesi! Çarş. Tem. 15, 2009 9:28 am

HAKEM KONUSU
Dündar: Bir başka konu da hakem müessesesi. Ben hakemlerin iyi niyetli olduğunu düşünüyorum. Ama biz maalesef hakemler konusunda büyük liglerin kalitesini yakalayamıyoruz. Yabancı hakem konusunda ne düşünüyorsunuz?

Yıldırım: "Türk futbolu bir değişim içerisinde. Ama hakemler aynı şekilde değişim gösteremedi. Bir gelişim göstermediler. Bütün hakemleri çıkarttım. Tüm hataları çıkaralım. Bize 23 hataları var. Lehimize yapılan hataları da var. Bizim maçlarımızda aleyhimizde yapılan hata çok yüksek. Kötü niyet yok ama kalite çıtası yükseltilmeli. Israrla başarısız olduğunuzda bu da bir tür kötü niyettir. Biz oyuncu, antrenör getiriyoruz, yabancı hakem de getirilsin dedik. Öte yandan hakemler Avrupa’da maç yönettiğinde başarılı oluyor. Hakem başarılı dışarıda bu durum irdelenmeli. Ayrıca hakemlerin koşulları iyileştirilmeli. Bir şampiyonluk ya da küme düşme onların vereceği kararla değişebilir. Bu hakemlerle bu lig yürüyecek dediğinizde onlara güvence vermiş oluyorsunuz. Bu zihniyetin kalkması lazım"

Dündar: Hakemleri rahat bıraksak. Kimse hakemler hakkında yorum yapmasa. Hakemlik kurumunu yıpratacak eleştiriler olmasın. O zaman yurtdışındaki başarı çizgisini yurtiçinde de yakalayamazlar mı?

Şener: "Benim düşüncem, daha iyi çalışırlarsa hakemlerimizin iyi olacağı yönünde. Futbolcuların hakemlere itirazı konusunda da kulüpler tavır almalı. Türk hakemlerinin bu işi becerebileceğine inanıyorum. Can alıcı kararlar 18'in içindekiler oluyor. Takım kaptanı iyi olursa hakem kolay kolay karar veremez diyorlardı eski yöneticiler. Bizde hakem “merhaba” dese oyuncu itiraz ediyor. Bu da hakem üzerinde büyük baskı oluşturuyor"

Yıldırım: "Biz Belediye maçında 2 ofsayt golüyle 3 puan kaybediyoruz. 2 hafta sonra hakem yine maç alıyor. Bu haliyle “Türk hakemleriyle yola devam edelim” diyemeyiz. Herkes cezayı alacak. Gerekirse yabancı hakem gelecek. Geri kalanı laf"

Polat: "20 sene evvel bir tane futbolcu Avrupa'da oynuyoprdu. Futbolcu düzeyinde yüksek seviyeleri yakalayabiliyorsak, hakemlerimiz neden yapmasın? Hakemlerimizin futbol felsefesinde bir eksiklik var bunu bulup ortaya çıkarmalıyız ve onlarla yola devam etmeliyiz. Ben biliyorum hakemler televizyondaki yorumculardan da etkileniyor. Bu platform yeniden irdelenmeli ve yeniden yapılandırılmalı. Hakemlik kurumunun iyi olması için her türlü çabayı göstermeliyiz"

Dündar: Dışarıdan bakıldığında, 3 büyük kulübün başkanı bir araya gelmez. “Düşman Kardeşler"dir gibi bir kanı var. Ben bunun böyle olmadığını biliyorum. Diliyoruz bu sezon bu atmosfer devam eder. Şimdiden bir söz almak istiyorum. Sezon içinde “büyük buluşma” adı altında ayda 1 buluşalım ve tartışmalı konuları konuşalım. Böylece tribünlerdeki negatif enerjiyi de yok edelim. Adını "Büyük Buluşma" koyalım.

Polat: "Bunun sözünü vermeyelim de, ilk fırsatta sezon içinde yapalım diyelim. 1 ayda 1 gelemeyiz. Bunun sözünü verirsek tutamayız bu yoğunluk içinde. Bizim sadece 1 kanala bu şekilde bağlandığımız zaman bu diğer kanallara haksızlık olur. İlk kez zaten burada bir araya geldik"

Yıldırım: "Menajerler konusunu da gündeme getirelim. Biz vergimizi ödüyoruz. Faturasını alıyoruz. Ama devletin de bunu incelemesi lazım. Bu konunun kurumsallaştırılması lazım. Bir menajerin 80 tane oyuncusu var. Bunun altında neler olabilir. Bu konunun kurumsallaştırılması lazım. Örneğin basketbolda sizin altyapıdan yetiştirdiğiniz oyuncuyu Amerika’ya götürüyorlar, bir okula yazdırıyorlar. Ardından istedikleri ücretle Türkiye’de bir kulübe pazarlıyorlar. Bunların diğer branşlarda da ele alınması lazım"

Şener: "Çok kolay para kazanılan bir yol. Emek harcamadan…"

LUGANO KONUSU
Dündar: Lugano sorunu menajer meselesi mi?

Yıldırım: "Evet, 16 milyon euro istendi. Yılda 4 milyon. 8’i peşin. 2 milyonu oyuncuya, 2 milyonu bonservis bedeli gibi menajere olmak üzere… Lugano konusunda biz “olmaz” dedik. Konuyu kapattık. Kendileri görüşmek istiyorlar. Gelirlerse konuşuruz, kulübün menfaatine uyuyorsa anlaşırız. Yabancı ülkelerde oturmuş bir yapı menajerlik ama Türkiye’de menajerlik nedir kimse bilmiyor"

Yıldırım: "Ben konunun üstüne gideceğim. Bunu herkes bilsin. 80 oyuncu 1 menajerde. İsterse her şeyi yaptırabiliyor. Burada açıkça herkesi uyarıyorum. Mehmet Topuz olayında Beşiktaş’la yaşadığımız sorun da menajer kaynaklıydı. Bu menajerleri imtihan yapıyorlar. İngilizce bilmiyor ama belge almış. İşi bilmeyen menajerler piyasada geziyor. Medyanın yalan haber yapmasında da bu menajerlerin payı var"

Şener: Kulüplerde en çok eleştirilen konu, menajer parası. Çok ciddi paralar. Benim için en çok eleştirilen şey menajere verilen paralar. Ne fatura var ne belge var. Federasyonun bunu denetlemesi lazım"

Polat: "Yeniden yapılanması için menajerlik sisteminin federasyona başvurduk.."

Dündar: Bu sistem hem futbol piyasasını yükseltiyor hem de kulüplerin birbirine husumet duymasına yol açıyor. UEFA Avrupa Ligi’nde başarılar diliyoruz. Dileriz tüm takımlarımız Avrupa’da başarılı olur ve Türk futbolu bu sezon herkesin beklediği heyecana, güzelliğe fair-play anlayışına kavuşur.

Yıldırım: "Ve dileriz Fenerbahçe şampiyon olur.

Polat: Bunu söylemesi gayet normal! (Gülüşmeler). Ben de tüm kulüplerimize başarılar diliyorum. Sizinle de zaman ve zemin uygun olduğunda görüşmek üzere… Bütün kulüplerimze başarılar diliyorum Avrupa'da ve ligde."

Dündar: Herkese teşekkürler…

[/b][/center]